10 Aralık 2010 Cuma

Paris Deyince...

Gönderen Eleneda zaman: Cuma, Aralık 10, 2010
Paris deyince herkesin aklına ilk Eyfel kulesi gelir herhalde...Ama benim en çok etkilendiğim yer olan Versay (ya da Versailles) Sarayı gelir. Etkilendiğim dememin en büyük sebebi Haziran 2008'de gittiğim Paris'te saray üzerinde bizi karşılayan (resimde gördüğünüz üzere) şu kasvetli bulutlar olmuştur. Tabi o zamanlar iyi bir makinem olmayınca bulutları çekeceğim diye saray nokta kadar kalıyor:) Ama otobüsten indikten sonra sizi karşılayan o gizemli hava inanın sizi içine çekiyor. Her an yağmura hazırlıklı olmanız gereken Paris'te 'İnsanlar devamlı melankoliktir herhalde' diye düşünürken saraya girince olmamak elde mi diye devam eden içsesle gezmeye başlıyorsunuz.
Versay Sarayı tarihi bir Fransız şatosudur aslında.Sarayın inşaatına 13. Louis çağında başlanıp 1760 yılında da tamamlanmıştır.Sarayın her köşesi her odası kulağınıza farklı duygular fısıldıyor aslında ama en çok hüzün verdi bana. Özellikle Mayıs 1774'te fransız Kraliçesi olan, 'Ekmek bulamazlarsa pasta yesinler ' dediği zannnedilen Marie Antoinette (zannedilen diyorum çünkü son tarihi araştırmalarda  annesine yazdığı mektuplardan yola çıkarak halkına üzüldüğünü, birşeyler yapmak istediğini söylemesi delil olarak gösterilmiştir.) en çok etkileyen köşedir.Hayatını okuyunca neden etkilendiğimi daha iyi anlayacağınıza inanıyorum. Avusturya Ardüşesi Marie Antoinette çok küçük yaşta ,XV. Louis'nin torunu ve veliahtı Louis-Auguste ile evlendirilir,bu evlilikten de hiç mutlu olmadığı tarihi kaynaklarda yer alır.
Yandaki resim Versay Sarayı'nın genel görünümü...İçerdeki puslu ve kasvetli havayı bir an önce üzerimden atmak için bir hışımla kendimizi sarayın bahçesine atıvermiştik.Bahçeyi  önce her an bir yerden bir Fransız şovalyesi fırlayacak hissi ile dolaşıyorsunuz sonra ise alışıp o büyülü havaya kendinizi bırakıveriyorsunuz. Bahçe o kadar büyük ki gezmek için küçük golf arabalarından kiralamanız gerekiyor tabi bizim gibi tam anlamıyla gezmek isterseniz:)Her türlü pazarlığa kapalı, ingilizce sordukça inatla fransızca cevap veren kiralama alanında çalışan fransız arkadaş her ne kadar bizi yorsa da çocuklar gibi şen bir şekilde (resimde de görüldüğü üzere) arabaya atlayıp turumuza başladık.Bahçe turumuz 1 saatten fazla sürdü (durmadan kullanmamıza rağmen). Tur kapsamında sadece otel ve konaklama olması nedeniyle gezilerimizi kendimiz yaptık.O  nedenle koştur koştur geziler yapmadık herkese bunu tavsiye ederim.Her tarihi yeri sindire sindire bol bol fotoğraf çeke çeke yapmıştık. Tabi o zamanlar edoşumuz yoktu aramızda:)Daha bir rahattık.Şimdi eda ile bu gezi ne kadar sürer tahmin etmek istemiyorum:)

O mükemmel bahçeden çok güzel fotoğraflar çıkardı eminim...Sanki tekrar gitmek istiyorum izlenimi yarattıysam ne mutlu bana çünkü bağıra bağıra söylüyorum diliyorum 'Ben tekrar gitmek istiyorum' sırf fotoğraf aşkına...Belki eda biraz daha büyüdüğünde Disneyland uğruna (eda bahane anne baba şu fırlatan oyuncağa yeniden binmek için can atıyor) yeniden yolumuz parise düşer...Sonuna da kocaman bir amin ekledik mi dileğimiz tamamdır:)


0 yorum:

 

ELENEDA Copyright © 2010 Design by Ipietoon Blogger Template Graphic from Enakei